news

Fussini

Fussini markasının ardındaki isim, uluslararası tasarım ödülleri sahibi,  dünyaca ünlü lüks tasarımcı ve mücevher ustası Aygün Armak yeni markasından bahsetmek için sorularımızı yanıtladı. Tamamen el emeği ile motosiklet ve kaskların yanı sıra otomobillere de yeni görünümler tasarlayan Armak, markasını nasıl oluşturduğundan bahsetti. 

Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz? Aygün Armak kimdir?

Aslen Türkiyeli bir iş insanıyım. Çocukluğum Kapalı Çarşı’da geçti. Kapalı Çarşı, ticaretin kalbidir. Ve orada çok şey öğrendim. Ardından Amerika’ya yerleştim ve eğitimimi orada tamamladım. Asıl mesleki tecrübem el işçiliğidir. 50 yılı aşkın bir süredir el işçiliğinin en hassas ve önemli olduğu mücevher tasarımında dünya çapında başarılı işler yaptım. Ve artık yeni bir markayı tüm dünyaya tanıtmak için çalışmalar yapıyorum. 

Çok sıra dışı ve dikkat çekici bir işe imza atmaya hazırlanıyorsunuz. Nedir bu yeni marka çalışmanız? 

-7 yaşından beri takı tasarımı yapıyorum. Tasarım alanında Avrupa ikinciliğim ve Amerika birinciliğim bulunmaktadır. Altın ve mücevher ile devamlı çalıştığım için yaptığım her işte o hassas işçiliği koruyorum. Çünkü zihnim ve ellerim bu şekilde işliyor. Bir gün aklıma bir fikir geldi. Araçların dış kaplamalarının neden sadece boya olduğunu sorguladım. Araçları daha nasıl dikkat çekici bir hale getirebilirim diye düşündüğümde ise ağaç ile kaplama fikri çok cazip geldi. Ve Kolombiya’da 5 yıl boyunca tik ağacı yetiştirdim. Üretim yapma aşamasına geldiğimde ise tik ağacı ile kask, motosiklet ve otomobillerin dış cephesini kaplayıp üzerlerini de pırlanta ve altın ile süsledim. Bu çok özel işçilik gerektiren bir alan. Tek bir bölge değil, dünya genelinden müşterilerimiz var. Hem özel hem de dikkat çekici bir tasarım araca, motosiklete sahip olmak birçok kişinin ilgisini çekiyor. 

Tasarımlarınızı yaparken kreatif anlamda beslendiğiniz şeyler neler? 

-Ben bir tasarımcıyım. Var olan bir ürünü yalnızca daha dikkat çekici bir hale getirmek benim için yeterli değil. Yeni bir tasarım ortaya koyarken, aynı zamanda bunu sanatsal kaygılarla yapıyorum. Çünkü artık seri üretimler el işçiliğine verilen değeri azalttı. Ben her zaman el işçiliğinin kendisini gösterdiği ürünlerin tasarımını yaparım. Geleneksel takıların enfes güzelliğinden ilham alarak oluşturduğum birçok tasarımı, büyük araçlara uygulamak çok sıra dışı bir iş. Hem çılgınca hem de olağanüstü. Takdir edersiniz ki araç, motosiklet gibi ağır parçaların üzerine böyle el işçiliği yapmak kolay değildir. Böyle bir tasarımı makine ile de yapamazsınız. Çünkü bir ağacı makine eğemez. Yerini bulamaz. Çizgilerini ayarlayamaz. Sanatsal kaygı ile yaptığımız her ürün çok daha ön planda olacaktır. Ve benim için öncelik, her zaman elimi değdirdiğim her ürünün estetik bir güzelliğe sahip olmasına önem vermektir. 

Fussini markasının ilk adımını atarak ilk ürünlerinizi ortaya çıkardınız. Peki bundan sonraki planınız nedir?

-Benim şöyle bir özelliğim vardır. Kafama bir şey koyduysam, aklımda inandığım bir fikir var ise muhakkak arkasından giderim. Kimseyi dinlemem. Olumsuz herhangi bir görüşten etkilenmem. Fussini de sonuna kadar inandığım markam. Çok kısa sürede, adını herkesin duyduğu bir marka haline gelecek. Bundan en ufak bir şüphem yok. Çünkü bu işi yalnızca para için yapmıyorum. Önceliğim; inandığım şeyin peşinden gitmek. Çünkü en iyisini yaptığınız zaman, para zaten sizi takip edecektir. Ardımda iyi bir isim bıraktığım zaman zaten başarılı olmuşum demektir. 

3.07.2022 17:25:00

İçeriği Paylaş

Yorum Yazın

Yorumlar